29 Aralık 2018 Cumartesi

2023 İhracat Hedefi Gerçekleştirilebilir mi?

Son günlerin en mühim gündem maddelerinden biri İran ile 5+1 ülkeleri arasındaki nükleer müzakerelerin uyuşmaya tamamlanmış olmasıydı. Ortadoğu’nun geleceği tarafınden kritik ciddiye sahip görüşmeler çoğunluklu olarak emniyet ekseninde değerlendiriliyor ancak konunun ekonomik tarafı de hiç de yabana atılır değil. İran-Türkiye rotasında bu uyuşmanın ticari olarak neler getireceğine bir göz atalım.

TÜİK sayılarına göre, 2015’in ilk 5 ayında aşağı yukarı 1,5 milyar dolar dışalım yaptığımız İran’a, 2014’te 3,8 milyar dolar; 2013’te 4,2 milyar dolar orantısında dışalım yapmışız. İhracat yaptığımız ülkeler incelendiğinde, ilk 10’a ucu ucuna giriyor. Bu ölçekte piyasaya sahip bir sınır komşusuna oluşturulan dışalım amacıyla aslında komik sayılabilecek bir dışalım değil mi sizce de? O vakit belki de vakası değişik değerlendirmek gerekli. Resmi sayılar belki de her vakit gerçeği yansıtmıyordur.

İran ile ticaretimizde gayriresmi kısmın büyüklüğü her bireyin malumu. Kimi piyasasının içersinde bu gerçeği görürken, kimi de kent efsanelerinin büyüsüne kapılmış durumda. Ama hiç bir şekilde yadsınamaz olan bu büyüklüğü de tek bir çerçeve amacıylae sokmak doğru değil.

Hiç kimsenin inkar edemeyeceği bir gerçek var. İran, devlet eliyle ve birtakım iş adamlarını kullanarak, bütün ambargolara karşın ciddi anlamda mal ve hizmet alımını el altından organize etti seneler boyunca. Bu bir çoğumuz amacıyla her bireyin bildiği ama kimsenin kanıtlayamadığı bilgilerden biriydi. Ta ki, Reza Zarrab, Babek Zencani gibi isimler gündemimizde yer almaya başlayana kadar. Bu tarz ticaret, İran İslam Devleti var bulunduğu prosese devam edecektir, bu çok net. Her vakit devam edecek olan bu bilinmezliği yorumlamak aslında zor.
https://enuygunfirmalar.com/haber/2023-ihracat-hedefi-gerceklestirilebilir-mi.html
Biz gelelim bizi ilgilendiren kısmına. Amerika ve Avrupa’da yerleşik on binlerce şirket ambargolar bundan dvakası İran’a resmi kanallardan mal satamıyor, şube açamıyor, temsilcilik veremiyordu. Bu süreçte daha evvelce İran’da resmi zenginliği tespit edilen bir çok firma pazardan çıkmak halinde kaldı. Firmaların pazardan çıkması, ne piyasası değiştirdi, ne de İran’ın bu mallara olan talebini değiştirdi. Tek değişen temin yoluydu ve bu ticaret büyük ölçüde Türkiye’ye kaymış vaziyetteydi. Genellikle saniyesel gereksinimler konusu ile ilgili Türkiye’de yerleşik firmalar, uzun senelerdır İran’ın gereksinimleri amacıyla aracı vazifesini üstlenmişti. Bankacılık sistemi çalışmadığı amacıyla, satılan mal bedelleri çoğunluklu olarak Kapalıçarşı üzerinden ve kamyon şoförleri aracılığı ile nakit olarak gelmekte, ticaret evrak ya da uyuşmalara değil, tamamiyle itimata dayalı işlemekteydi.

Bu aracılık faaliyetlerinin neticesinde yüksek kazançlar elde eden firmalar, nükleer müzakeler neticesinde ambargoların süratle kalkacak olması ve İran’a mallarını satmakta oldukları firmaların resmi olarak İran piyasasına dönecek bulunduğundan endişeli. Tabii ki bu ciddi bir vakit alacaktır ama bu tarz çalışmakta olan ve hatırı sayılır miktarlarda dışalım yapan şirketlerimizin etkileneceği aşikar.

Masanın başka doğrulusunda baktığımızda ise, İran’ın büyük ölçüde Amerikan ya da Avrupalı firmalara bağlı belirli ürün gruplarındaki gereksinimleri ambargonun riskleri nedeniyle bir türlü etkili bir şekilde Türkiye üzerinden tedarik edilemiyordu. Bu tarz ürünlerde Çin ve Hindistan üzerinden oluşturulan tedarik, çoğunluklu olarak düşük nitelik malzemeler ile ikame edilmeye çalışılıyordu. Anlaşmanın sonrasında kalkacak olan ambargolar ile bilhassa enerji ve demir-çelik gibi alanlarda teknolojiye yeteri kadar ayak uyduramamış, verimliliği düşmüş İran tesislerinde çok süratli bir yenilenme süreci başlayacak ve bu pastanın aslan payını mal ve hizmet tedariği ile Türkiye’nin alması hiç de muazzam olmayacak.

İran, aslında büyük bir potansiyel. Öyle ki, bir çok yoruma göre, müzakereler neticesinde bu kadar olumlu bir hava yaratılmış olmasında Amerikan ve Avrupalı firmaların baskısı da gerektiğince büyük. Küresel ticaret ciddi anlamda bir tıkanma yaşıyor ve bu darboğazın aşılma sürecinde senelerdır çılgınca bir tüketim toplumu olmaktan uzak kalmış bu tür bir piyasası dciddiye sokmak mühim bir hamle.

Süreçler nasıl işleyecek, ne kadar sürdürülebilir olacak, bir tarafın uyuşma şartlarına uymaması halinde etkiler ne şekilde ve ne kadar yıkıcı olacak bunları vakit gösterecek. Ama ortada olan bir gerçek var ki, ambargoların yavaş yavaş kaldırılacak olması, son dönemde dışalımı giderek çakılmakta olan, dışalım ve genel dış ticaret politikaları iflas etmiş, üretimine dair yapısal problemini bir türlü aşamayan, katma değer üretmekten giderek uzaklaşan Türkiye amacıyla geçici bir can suyu olabilir. Bakalım vakit ne gösterecek?
https://enuygunfirmalar.com/haber/2023-ihracat-hedefi-gerceklestirilebilir-mi.html

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder